Fakat Osmanlı esnafı o kumaş topunu vermemekte direnir. Fransız tüccarın ısrar ettiğini görünce de durumu şöyle açıklar:
"Benim malımın kusurlu olduğunu söyledim, bunu siz biliyorsunuz. Fakat onu kendi memleketinizde satarken, alıcılarınız kumaşın kusurlu olduğunu size söylediğimi ve uyardığımı bilmeyecekler.
Böylece ben de bir bakıma sizin müşterilerinize kusurlu mal satmış olacağım.
Neticede Osmanlı'nın gururu, şeref ve haysiyeti incinecek, Müslümanları hilekâr zannedecekler.
Onun için bu sakat topu size asla veremem."