|
Bir dilenci, Hz. Ali'den bir şeyler istedi. O da Hasan, Hüseyin Efendilerimizden birisine, "Annene git, kendisine verdiğim altı dirhemden birini al getir." dedi. Giden, geri geldiğinde, "Annem onları un almak için sakladığını söylüyor." dedi. Hz. Ali, "Kişi kendi elinde bulunandan çok Allah'a itimat etmedikçe tam iman etmemiştir.Git, o paraların hepsini getir." dedi. Hz. Fatıma, bu sefer paraların tamamını yolladı. Hz. Ali r.a. hepsini dilenciye verdi.Bu hadisenin üzerinden birkaç dakika geçmemi..devamı>> |
|
Adam, bir oğlu dünyaya geldiğinde âdeta bayram yapmış ve onun için iki kurban kestirip sadakalar dağıtmıştı. Hiç görmemiş gibi yavrusunun yanından ayrılmıyor, birşeyler olur endişesiyle nârin vücuduna dokunmaktan çekiniyordu.Çocuk büyüdükçe adamın sevgisi de büyüdü ve onu iyi bir şekilde yetiştirmek, en büyük gâyesi oldu.- Görsünler, diyordu. Görsünler bakalım çocuk nasıl yetiştirilir.Adamın ilk yaptığı şey, çocuk terbiyesi ile ilgili kitapları okumak oldu. Bu kitaplardan bazısına göre yavrusunu..devamı>> |
|
Evvel zaman içinde Memleketin birinde 90 yaşlarında fakat çok dinç ve genç görünümlü bir adam yaşarmış?Çevresinde bulunan herkes ona çok özenir ve sorarlarmış. ”bu gençliğin sırrı nedir” diye.İhtiyar delikanlı güler geçermiş her soruldukça bu soruya…Ama sorular sık, soranlar çoğalınca cevap vermek vacip olmuş sanki.Düşünmüş nasıl anlatırım bu sırrımı kolayca herkese. Sonra karar vermiş tüm meraklıları yemeğe davet etmeye evine.“Bu davette size sırrımı açıklayacağım” demiş.Herkes merakla davete g..devamı>> |
|
Tasasız bir hayat mı?Yoksa talihsiz olaylar karşısında moral gücümüzü korumak mı?Hayaller kurup mutluluğu bulacağımız günü beklemek mi?Yoksa küçük şeylerden güzellikler süzmek mi?Hayatı sürekli sorgulamak mı?Yoksa olduğu gibi kabullenmek mi?Bütün özlemlere kavuşmak mı?Özlemenin içindeki gizli mutluluğu keşfedebilmek mi?Her dilediğimize sahip olmak mı?Yoksa sahip olduklarımızla yetinmek mi?Sahi neydi mutluluk canNiye kimse mutlu değil hayatındanZengin mutsuz, fakir mutsuz,Yaşlı mutsuz, genç mutsu..devamı>> |
|
Sanırım ölüm kelimesiyle ilk tanışmam 8-9 yaşlarında Büyükada’da mahallede arkadaşlarla oynarken olmuştu. Marifetmiş gibi oğlanlardan biri yanıma gelmiş ve aynı Cem Yılmaz’ın yaptığı gibi “ölüceksin çocuk” deyip koşarak yanımdan uzaklaşmıştı. Kelimenin manasını bilmememe rağmen, iyi bir şey olmadığını sezdiğimden mi ne koşarak ve ağlayarak annemin yanına gidip “ölmek ne demek?” diye sormuştum…
Annem ne diyeceğini bilmez şaşkın bir tavırla “aman böyle şeyler de nerden aklına geliyor” diye beni g..devamı>> |
|
"Sen de dedem gibi ölecek misin, anneanne?" sözleri hasta odasında yoğun sessizlik yaşanmasına neden olmuştu. Geçirdiği ameliyatlardan sonra pek toparlayamamış yaşlı bayan hastamızı ilkokula yeni başlamış torunu ve kızı ziyarete gelmişti. Küçük çocukları hasta ziyaretine kabul etmememiz başlangıçta sorun yaratmış, kısa süreli ziyaret için izin koparmışlardı.
Hasta odasında ana kız konuşup dertleşirken torun araya girip sormuştu o can sıkıcı soruyu.
Kafamı eğip elimdeki dosya ile ilgileniyormuş..devamı>> |
|
Evleneli oniki yıl olmuştu.Çocuk sahibi olamamıştık. Tedavi için gittiğimiz doktorların hemen hepsi aşağı yukarı aynı şeyleri söylemişlerdi. Bu gerçekleri duymak eşim için de benim için de her seferinde yıkım oluyordu. "Çocuk sahibi olabilmeniz imkansız görünüyor..."Bu kelimelerin her tekrarlanışı umudumuzu iyice yitirmemize neden olmuştu.-Neden evlatlık edinmiyoruz? dedim eşime-Sahipsiz onca çocuk varken... Belki de Allah onlardan birine sahip çıkmamızı istiyor. Ve belki de bu yüzden bir bebek ..devamı>> |
|
Yusuf ailesinin tek çocuğuydu... Annesi babası Onu en iyi şekilde yetiştirmeye gayret ediyorlardı... İmam-Hatip öğrencisiydi Yusuf...Yusuf'un uzaktan uzağa sevdiği bir kız vardı... Sevgi... Sevgi sınıfın en ağırbaşlı kızıydı.. Başı hep önündeydi... Teneffüs aralarında evden getirdiği kitaplarını okurdu hep... Yusuf derste gizli gizli bakardı Ona... O ise Yusuf'a hiç karşılık vermezdi.. Görmezdi bile Yusuf'un Ona ilgisini... Oysa ki sınıfın değil okulun en yakışıklı çocuğuydu Yusuf... Kızlar onun..devamı>> |
|
Arkadaşımın kızı bir yaşına gelmişti, 'Sen eğitimcisin neler öğretmem gerekiyor, bazen kendimi çok çaresiz hissediyorum' dedi. Sorusu kolaydı ama, yanıtı zordu, akıl vermesi basitti ama uygulaması karmaşıktı, anlatmaya başladım:Yapabiliyorsan gözyaşlarını tutmamasını öğret, acı çekmeden olgunlaşamayacağını...Kıskanmamayı öğret ona, arkadaşının başarısından mutlu olmayı, birlikte sevinçleri paylaşmayı, içinden 'neden ben değil de o?' demeden...Kazanmaktan mutluluk duyup içine sindirmeyi, ama aynı..devamı>> |
|