|
Orta yaşlı kadın, evin içinde telaşlı bir haldeydi. Eşyaların yerini değiştiriyor, örtüleri düzeltiyor, arada bir mutfağa gidip pişmekte olan yemeğe bakıyor, tekrar salona dönüyordu. Sokaktan gelen her seste pencereye koşuyor, her duyduğu kapı zilinde de, başkasının zili olduğunu anlayıp üzülüyordu.Başka şehirde iş bulan oğlu, hem uzak yerde olduğundan hem de izin alamadığından 2 aydır gelememişti. Orta yaşlı kadın, büyük bir özlemle oğlunun gelmesini ümit ediyor, kulağı zil sesinde, ayak sesind..devamı>> |
|
Doktorun kapısı öyle hızlı hızlı çalınıyordu ki,Doktor:“Şimdiye kadar gördüğü en acil durum olsa gerek” diye düşünerek, büyük bir telaşla. -“İçeri girin” diye seslendi,Kapıdan dokuz yaşlarında, korktuğu ve üzüntülü olduğu belli olan bir kız çocuğu girdi.Küçük kız:“Annem çok hasta, doktor" diye ağlamaya başladı. “Hemen eve gitmeliyiz.”Doktor:“Ben evlere hasta bakmaya gitmiyorum” dedi. “Anneni buraya getirmen gerek.”Çocuk:“O çok hasta, buraya gelemez” diye yalvarmaya başladı. “Eğer gelmezseni..devamı>> |
|
Genç, kapalı bir hanım, dört beş yaşlarındaki kızının elinden tutmuş bana geldi, diyor ki;“İbni Teymiye’yi okudum. Tarikata, şeyhe, rabıtaya karşı çıkıyor. Buna ne dersiniz?”Hanım, imam hatip lisesi mezunuymuş. Kitap okumayı ve dinî hizmette bulunmayı çok severmiş. Fakat…Evet, fakat kocası da başka bir kadınla yaşamaya başlamış. Ne yapmalıymış?Dedim ki: “Bak kızım, o kadın senden daha bilgili, daha çok ibadet eden, daha çok evine bağlı biri değil. Peki, hiç düşündün mü, kocan neden seni terk ett..devamı>> |
|
1) Yönet Onu yönetmeyi bileceksin başta ama öyle "höbede hebede" diyerek değil, burada yönetmek derken demek istediğim şey kesinlikle onu zorlamak ve istediklerini yaptırmak değil, uyanması gereken saatleri bil mesela, sen uyandır. Onu teşvik et çalışması için vb.2) izin ver Seni kontrol etmesine izin ver. Fırsatlar aç önüne. Beklemediği şekilde hayatını onun izniyle idare ettiriyormuşsun izlenimi yarat. Dışarı çıkmak istediğinde önce ona sor mesel..devamı>> |
|
Adam genç eşini çok seviyor, bir o kadarda kıskanıyordu. Öyle ki iş yerinde yemek verildiği halde, her öğlen o uzun yola rağmen evine gidiyor, eşiyle birlikte yemek yiyordu. Kadın, eşinin sadece yemek yemek için geldiğini düşünüyordu. Bilmediği bir şey vardı, eşi kendisini kontrol ediyordu. Bu bilinmeyenle uzun süre birlikte yediler yemeklerini. Taa ki adam gelipte eşini evde bulamayana kadar.
Kapıyı açıp seslendi eşine ses yok... Odaları gezdi bir bir... yok... yok.....devamı>> |
|
Yanlış anlaşılmak, en çok canını yakan şeylerden biridir insanın.
İftiraya uğramak gibidir...
Haksızlığa maruz kalmaktır... Aklından bile geçmeyecek şekilde algılanmak...
Ve biz insanoğlu nedense hep en kötü olanı, en fesat olanı geçiririz içimizden.
Siz iyi şeyler düşünür, güzel hayaller peşine düşer, tatlı cümleler kurarsınız…
Ama siz ne yaparsanız yapın sorun nasıl anlattığınızdan çok, nasıl anlamak istedikleridir.
Çünkü kendi istedikleri, işlerine geldikleri gibi anlayacaktır insanoğlu..devamı>> |
|
Amerika’da bir üniversitede Profesör derse şöyle başlamış:- Düşünün ki bugün dünyanın son günü. Yarın bu saatte her şey bitecek. Kurtuluş şansınız yok. Bugün ne yapardınız ?Öğrenciler tek tek yazmaya başlamışlar..- İbadet eder, ALLAH'tan günahlarımı affetmesini dilerdim.- Tüm sevdiklerimle vedalaşırdım.- Ailemle vakit geçirirdim.- Anneme ve ya babama giderdim.- Arkadaşlarımla yarım saat eski günlerdeki gibi basket oynardım.- Barbekü partisi yapardım.- Tüm sevdiğim yemekleri yerdim.- Yatar uyurdu..devamı>> |
|
Hintli bir ermiş öğrencileri ile gezinirken Ganj nehri kenarında birbirlerine öfke içinde bağıran bir aile görmüş. Öğrencilerine dönüp “insanlar neden birbirlerine öfke ile bağırırlar?” diye sormuş. Öğrencilerden biri “çünkü sükûnetimizi kaybederiz” deyince ermiş “ama öfkelendiğimiz insan yanı başımızdayken neden bağırırız? O kişiye söylemek istediklerimizi daha alçak bir ses tonu ile de aktarabilecekken niye bağırırız?” diye tekrar sormuş. Öğrencilerden ses çıkmayınca a..devamı>> |
|
Bir adamcağız kötü yoldan para kazanıp bununla kendisine bir inek alır. Neden sonra, yaptıklarından pişman olur ve hiç olmazsa iyi birşey yapmış olmak için bunu Hacı Bektaş Veli'nin dergahına kurban olarak bağışlamak ister. O zamanlar dergahlar aynı zamanda aşevi işlevi görüyordu. Durumu Hacı Bektaş Veli 'ye anlatır ve Hacı Bektaş Veli helal değildir diye bu kurbanı geri çevirir. Bunun üzerine adam Mevlevi dergahına gider ve aynı durumu Mevlana 'ya anlatır. Mevlana ise bu hediyeyi kabul eder. Ad..devamı>> |
|