Çok eski zamanda bir hükümdar varmış...
Hükümdar her gittiği yere hazinesinin bir bölümünü götürür, bunları sergilemekten büyük onur duyarmış...
Bu gösteriş düşkünü hükümdarın, yaşamda en çok güvendiği, tek akıl aldığı bir bilge kişiymiş...
Günlerden bir gün yine bu bilge kişiyle oturup sohbet ederken, hükümdar şöyle bir soru sormuş:
-"Sen ki göğün gizemine ermiş, bilime yön vermiş adamsın. İnsanlar ister hükümdar kadar güçlü, ister savaşçılar kadar onurlu olsun ayağına kapanır, ağzından çıkacak sözü beklerler. Şimdi senin gibi bir bilge adamın fikrini merak etmekteyim. Benim hükümdarlığım ve servetim hakkında ne düşünüyorsun?"
Bilge bu soru karşısında hükümdarın gözlerine bakarak şu sözleri söylemiş:
-"Diyelim ki hükümdarım; kızgın ve uçsuz bir çöldesiniz. Ölmemek için size uzatacağım bir bardak suya, servetinizin yarısını verir miydiniz?"
-"Verirdim tabii..."
-"Zaman geçti, diyelim susuzluğunuz arttı. Size uzatacağım bir sonraki bardağa servetinizin öteki yarısını da verir miydiniz?"
Hükümdar bir an düşünmüş ve ardından, "Ölmemek için evet" demiş...
Bunun üzerine bilge kişi gülerek şu sözleri söylemiş:
-"Madem öyle... O zaman övünmeyin fazla... Çünkü haşmetlim; Sizin servetiniz yalnızca iki bardak sudur"