|
Bir zamanlar ben de laiktim...Bir gün arkadaşım, dil devriminden bahsetmişti...Yüzlerce yıllık tarihimizi, edebiyatımızı alıp götürdüler demişti...Ben de demiştim ki:-Ne yani, arap alfabesi olsa daha mı iyi olacaktı?*Bir arkadaşımın bilgisayarında dinlemiştik, Ömer Karaoğlu; 'Kuşlar, sizin kadar hür olmaktı hayalim', diyordu...Demiştim ki:-Kardeşim, sizi camiden alıkoyan mı var? Al sana özgürlük...*Anlamıyordum...Fakat anlamama az bir zaman kalmıştı...***Ve namaza başladım...Beni namaza başlatan..devamı>> |
|
Sultan Murad Han o gün bir hoş"tur. Telaşeli görünür.
Sanki bir şeyler söylemek ister sonra vazgeçer.
Neşeli deseniz değil, üzüntülü deseniz hiç değil.
Veziriazam Siyavuş Paşa sorar:
- Hayrola efendim, canınızı sıkan bir şey mi var?
-- Akşam garip bir rüya gördüm.
- Hayırdır inşallah?..
-- Hayır mı şer mi öğreneceğiz.
- Nasıl yani?
-- Hazırlan, dışarı çıkıyoruz.
Ve iki molla kılığında çıkarlar yola. Görünen o ki, padişah hâlâ gördügü rüyanın tesirindedir ve gideceği yeri iyi bi..devamı>> |
|
"Diyet ve benzeri oluşumlar Türk delikanlıları güçten düşürmek ve Türk tebasının devamını engellemek için dış mihraklar tarafından çıkarılmış bilinçli bir düzmecedir. Amaç eskiden bir koyunu bir oturuşta götüren dev gibi babayiğit atalarımızı ve tarlada doğum yaptıktan sonra bebeğini kundaklayıp elde orak çalışmaya devam eden büyük Türk kadınlarını; kalori sayan, grip olunca yatağa düşen, fitness ve aerobik yapan çıt kırıldım tiplere dönüştürmek ve Büyük Türk ırkını japonlar gibi sıska zayıf ve ..devamı>> |
|
“Kendine iyi bak” bir "veda" değil "elveda" cümlesidir çoğu zaman. O üç kelimeden çok daha fazlasını gizler içinde...
"Kendine iyi bak. Çünkü bundan sonra ben yanında olmayacağım. Olamayacağım. İstesem de istemesem de. Sevdim bir zamanlar seni, hala seviyorum ve benden sonra da mutlu olmanı istiyorum. Olur da bir gün dönersem seni iyi bulmak istiyorum.“
“Kendine iyi bak. Çünkü bundan sonra kendinden başkası olmayacak yanında sana bakacak. Ben olmayacağım. Kendine iyi bak ve beni düşünme. Çün..devamı>> |
|
Helal rızık kazanmak, kazandığını helal yollarda harcamak ve ahiret yatırımı yapmak namaz gibi önemli bir farzdır. Helal lokmayı talep etmek her Müslüman'a farzdır. Kişiye malını nerden ve nasıl kazandığını soracaklar. -Helal lokma kalbi olgunlaştırır. -Haram lokma kalpte siyah bir leke yapar ve kalp gözü görmemeye başlar. Batılı hak hakkı batıl görmeye başlar. Efendimiz sav bir hadisi şerifinde şöyle buyurur: -“Yer yüzünde en güzel ameller 3'tür ; 1-) İlim talep etmektir 2-) Cihattır 3-) Helal ..devamı>> |
|
ERKEK- Söyle. KADIN- . . . . . . . . . . . . ERKEK- Söylesene! KADIN- Acelen varsa söylemiyim. ERKEK- Acelem yok ama çıkıcam söyle KADIN- Söyle söyle diyip üstüme gelme. ERKEK- Ya niye üstüne geliyim. Bişey söylemiycek miydin? KADIN- Yok bişey yok. Ne söylicem ki sana? ERKEK- Yanlış anladım demek ki. Çıkıyom ben o zaman. KADIN- Çık sen çık. Hep kaç! ERKEK- Yok kaçırmam otobüsü bugün. Bak daha onbeş dakka var. KADIN- Altında kalırsın inşallah! ERKEK- Ne? KADIN- Bişey söylicem demiştim. Ama beni d..devamı>> |
|
Mine hanımın gözleri yerdeydi.İşte uzun bir ayrılıktan sonra yine karşındayım. Bana kırgın olduğunu biliyorum. Ne zamandır yanına gelemedim. Gelemedim; çünkü hem gelmeye yüzüm yoktu, hem geçmişle yüzleşmeden gelmek istemedim. Artık her şey halloldu. Bugün itiraf günü. Mine hanım yutkundu, söze nerden başlayacağını bilemez gibiydi.Seninle yaşadığımız yirmi yıllık evlilikten sonra aramıza giren ayrılık aklımı başıma getirdi. Şimdi sana her şeyi anlatacağım. Neden sevgine karşılık vermediğimi, yanı..devamı>> |
|
Babamın dayısı Halit dayıyı görmeyeli epeyce zaman olmuştu. Yılların onun üzerinde bıraktığı etki sadece saçlarındaki beyaz tellerdi. Yüzü sanki hiç değişmemişti. İri gözleri pırıl pırıl parlıyor, yanakları da hala elma gibi kıpkırmızı. Halit dayı güler yüzlü, şakacı, hoşsohbet bir insandır. Ben onun en çok konuşurken sohbetinin arasına şiirler serpiştirmesini severim. Benim hikaye yazdığımı duyunca babama "Bizim gelinin hikayesini mutlaka anlatmalıyım, eminim ho..devamı>> |
|
Ortaokulda okuyan ve kısa bir süre önce annesini kaybeden genç, babasıyla birlikte yaşıyordu. Babasıyla aralarında çok güzel bir dostluk vardı. Genç, okulun futbol takımındaydı. Takımdaydı ama, ufak-tefek yapısı ve tecrübesizliği nedeniyle hocası ona bir türlü maçlarda görev vermiyordu. Bu yüzden, her maçta yedek kulübesinde oturuyordu. Buna rağmen, babası hiçbir maçı kaçırmaz ve hep ayağa kalkıp tezahürat yapardı. Liseye girdiğinde sınıfının en..devamı>> |
|